27 Aralık 2011 Salı

Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü endeksi yayınlandı. Türkiye sonlarda yer alıyor-2

Dünya Hukukun Üstünlüğü (World Rule of Law Index) metodolojisini anlamaya çalışma yoluyla Hukukun Üstünlüğü kavramı tanımı boyutları ve kapsamı hakkında bilgi ve görüşlerimizi zenginleştirme imkanı bulacağımızı düşünüyorum.

Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü kavramını uluslararası ve geniş kitlelerce kabul gören 4 evrensel ilkeye dayalı olarak tanımlıyor. Bu ilkeler aşağıda verilmiştir.
  1. Devlet ve memurları ve temsilcileri yasa nezdinde hesap vermeye yükümlüdür.
  2. Yasalar açıkca anlaşılır, herkesce bilinir, kalıcı ve adil vasıfları haizdir, can ve mal güvenliği dahil temel hakları güvenceye alır.
  3. Yasaların çıkarılması, gereklerinin yerine getirilmesi ve uygulanması süreci herkesce erişilebilir, adil ve etkin vasıfları haizdir.
  4. Yargı yolu, yeterli sayıda olan, gerekli kaynaklarla teçhiz edilmiş ve hizmet ettikleri toplumun yapısını yansıtan ehil, bağımsız ve etik normları olan hakimler, hakemler, avukatlar veya vekilleri ve  adli memurlar vasıtasıyla ulaşılabilir kılınmıştır.


İlkelerden yola çıkarak ve ilke kapsamlarını tanımlamaya yönelik olarak 7 ana faktör belirlenmiştir. Bu faktörler şunlardır.
  1. Sınırlandırmış iktidar yetkileri (Limited Government Powers): Bu faktör iktidarda olanların kanun denetimine ne ölçüde açık olduklarını ölçer.  Anayasal ve kurumsal yollarla hükümet, idarenin memurları ve temsilcilerinin yetkilerinin sınırlandırılması ve yasalara karşı yükümlü kılınmasını kapsar. Yanısıra sivil yollarla örneğin serbest ve bağımsız basın yoluyla iktidar yetkilerinin kullanılmasının denetlenmesini de içerir.
  2. Ortadan kaldırılmış yolsuzluk (Absence of Corruption): Bu faktör yolsuzluğun ne ölçüde ortadan kaldırılmış olduğunu ölçer. Endeks3 tür yolsuzluk ayrımlaması yapar. Rüşvet; Kamu veya özel çıkarlar için uygun olmayan tarzda etkileme; Kamu kaynaklarının ve diğer kaynakların suistimali. Bu faktör kapsamında uygulamada yer alan devlet yetkililerinin (polis ve asker dahil) yargıda ve yasama organında yer alan yetkililerinin bu üç türden yolsuzlığa karışıp karışmadıkları ölçülür.
  3. Asayiş ve Emniyet (Order and Security):Bu faktör kişilerin can ve mal güvenliğini ne ölçüde teminat altına alındığını ölçer. 3 boyutta ele alınır. Cürmün yokluğu, terör ve silahlı çatışmalar dahil sivil çatışmanın yokluğu ve şiddet kullanımının kişisel ihtilafların hallinde sosyal açıdan kabul gören bir yol olmaktan çıkarılmış olması.
  4. Temel Haklar (Fundamental Rights): Bu faktör temel insan haklarının nasıl korunduğunu ölçer. Bu faktör hukukun üstünlüğü konusunun yalnızca bir dizi kural olarak algılanmanın ötesinde bir sistem olarak algılanmasını öngörür. Uluslararası yasalarca teminat altına alınan temel insan haklarına saygıda geçer not alamayan bir müspet hukuk sistemi olsa olsa kurallara göre yönetim adlandırmasını (Rule by Law) hakeder, hukukun üstünlüğü sistemi (Rule of Law) anlamına gelmez.
  5. İdarenin Şeffaflığı ( Open Government): Bu faktör özünde yasanın ne için ve ne olduğunu ve hangi, eylem ve edimlere izin verildiği ve yasaklandığını bilme fırsatını kapsayan, idarenin şeffaflığını ölçer. Bunun için yasanın anlaşılır ve yeterince açık olması ve uyum sağlayabilmeleri için kamuya yalın dille açıklanması ve tanıtılması gerekir. Bu, kamu düzenini, kişisel güvenliği ve temel hakları güvenceye alan hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumun oluşturulması ve muhafazası için önemli temel önkoşullardan birisidir.
  6. Mevzuatın Etkin Uygulanması (Effective Enforcement of Regulation): Bu faktör idari mevzuatın etkin ve adil uygulanmasını içerir. Endeks belirli formlarda mevzuatın var olup olmadığını veya belirli bir faaliyete yönelik mevzuatın ne  ölçüde uyun olduğunu ölçmez. Aksine var olan mevzuatın iyi uygulanıp uygulanmadığını ölçer. Bu, özel çıkarlar için veya devlet memurları tarafından uygun olmayan etkileme çabaları; adil, tutarlı ve öngörülebilir idari prosedürlere uyulması; idarenin yeterli tazminat ödemeksizin özel mülkiyete el koymasından ari olunması gibi durumları kapsar.
  7. Sivil Adaletin Ulaşılabilirliği (Access to Civil Justice): Sivil Adalete Ulaşılabilirlik konusu sistemin makul maliyetlerle ulaşılabilir olması, tarafsız ve kültürel farklılıkları ele alabilen özelliklere sahip olmasını gerektirir.
  8. Etkin Ceza Yargılaması (Effective Criminal Justice):Etkin ceza yargılama sistemleri cezai vakaların şüpheli ve mağdurların haklarını koruyarak etkin ve tarafsız olarak soruşturulması ve hükme bağlanmasını sağlayabilirler. 
  9. Gayriresmi Adalet (Informal Justice): Bu faktör bir çok ülkede anlaşmazlıkların çözümünde toplum mahkemelerinin, geleneksel, aşiret ve dinsel mahkemeleri de  dahil olmak üzere gayriresmi adalet sistemlerinin oynadığı rollerle ilgilidir.  Bu sistemler resmi hukuki kurumların nüfusun önemli kesimleri için etkin çözümler getiremediği durumlarda önemli roller oynarlar.
Yukarıda verilen 9 faktör 52 alt faktöre bölünerek Dünya Adalet Endeksinin alt yapısı oluşturulmuştur.

Yukarıdaki kavramsal endeks yapısına uygun olarak  anket formunda her ülkede tanınmış anket araştırma şirketleri vasıtasıyla 1000 kişi ile 3 şehirde  anket yaparak (GPP) ve yine anket formunda  sivil, ceza, ticaret, iş, halk sağlığı kanunları uygulamacıları ve akademisyenlerinden oluşan yaklaşık 300 nitelikli kişinin (QRQ) görüşleri alınarak Dünya Adalet Endeksinin veri tabanı oluşturulmaktadır.

22 Aralık 2011 Perşembe

Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü endeksi yayınlandı. Türkiye sonlarda yer alıyor-1

Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) Dünya genelinde hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmek için çalışan bağımsız bir sivil toplum kuruluşu. Hukukun üstünlüğü endeksi  (Rule of Law Index) Dünya Ülkelerinin Hukukun Üstünlüğünün yada Hukuk Devleti olmanın-sadece teoride değil pratiğinde de- neresinde olduğunu göstermeyi amaçlayan kantitatif bir endeks. İlk kez 2010 yılında Türkiyenin de dahil olduğu 35 ülkeyi kapsayacak şekilde yayınlanan endeks raporu, 2011 yılında bazı metodoloji değişiklikleri ve 66 ülkeyi kapsayacak şekilde 30 Kasım 2011 tarihinde yayınlandı.

2010 raporu basınımızda belli ölçüde yankı bulmuştu. 2011 raporu sıralama sonuçları 2011 haziranında yapılan Dünya Adalet Projesi Forumu sırasında yayınlandı ve basınımızda çok az yer buldu. 2011 raporunun kendisi kasım 2011 tarihinde Newyork'ta basına tanıtıldı. Rapor kapsamı ve sonuçları ülke geneli basınımızda hiç yer almadı. Amacımız bir haberi ilk olarak yayınlamak olmamasına rağmen bu haberde bunu gerçekleştiriyoruz.

Türkiyenin hukukun üstünlüğü açısından bölge ülkeleri, benzer zenginlikteki ülkeler ve gelişmiş ülkelere göre kıyaslamalı olarak sıralamadaki yeri elbetteki hiç iç açıcı değil. Örneğin Asayiş ve Düzen kategorisinde 66 ülke arasında 43üncü, Temel Haklar kategorisinde 58.

Metodolojinin kendisi ve uygulanış biçimi en az sonuçları kadar ilgi çekici. Bu nedenle blogumuzda önce metodolojiyi inceleyeceğiz daha sonra sonuçlara yer vereceğiz.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Bedelli askerlik tasarısı yasalaştı

Kanuna göre, 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle 30 yaşından gün alanlar, 30 bin TL karşılığında bedelli askerliğe hak kazanacak ve 21 gün temel askerlik hizmetinden muaf tutulacak. haberin devamı için,
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz bedelli askerlikten 460 bin kişinin yararlanabileceğini söyledi. haberin devamı için.
Bedelli askerlik konusunda şimdiye kadar 16 Nisan 1987, 21 Mayıs 1992 ve 2 Kasım 1999 tarihlerinde düzenleme yapıldı. Uygulamalardan toplam 125 bin 834 kişi yararlandı. 1987'de 18 bin 433, 1992'de 35 bin 111, 1999'da ise 72 bin 290 kişi yararlandı.mi /
1111 sayılı Askerlik Kanunu 21/6/1927 tarihli. O tarihten günümüze çeşitli yasalarla sayısız kez ek ve değişikliklere tabi olmuş. En son değişiklik getiren yasa 1/12/2011 tarihli bedelli yasası.
Askerlik Kanununa göre her erkeğin 20 yaşına girdiği senenin  ocak ayından başlamak üzere 41 yaşına girdiği senenin ocak ayı sonuna kadar olan süre o erkeğin askerlik çağı olarak tanımlanıyor. Genel olarak lise ve daha düşük seviyeli okullardan mezun olanlar tecili gerektiren ve kanunda yazılı mazeretleri yoksa askerlik çağına vasıl olunan yılın 2. yoklama dönemi ( Temmuz-Aralık), lisans ve muadili yüksek eğitim yapanlar 29 yaşının sonuna kadar, yüksek lisans, doktora, meslek stajı ve muadili çalışma yapanlar 35 yaşının sonuna kadar askerliklerine sevk yaptırmaları gerekiyor. Kanunda sevk ertelemesi ile ilgili durumlar listelenmiş, askerliğe sevk en geç 38 yaşın sonuna kadar ertelenebiliyor. Yurt dışında oturma izni olanlar, çalışanlar, işyeri sahibi olanlar, sanat icra edenler askerliklerini tecil ettirebiliyorlar ve dövizle askerlik yapabiliyorlar. Zafiyet ve maluliyeti olanlar askerliklerini erteletebiliyorlar, zafiyet ve maluliyetleri iyileşmediğinde çürüğe çıkarılabiliyorlar.
Askerlik çağının başlangıcında 2. yoklamada bulunmayanlara yoklama kaçağı, teslim olup askere sevki sırasında savuşanlara bakaya, teslim olduktan sonra savuşanlara firari deniyor. Yoklama, saklı, bakaya ve firari olanlar için askerlik kanununda, askeri ceza kanunlarında idari ceza ve diğer ceza tanımları yapılıyor.
Askerlik Kanunu yönetmelikler ve ilgili diğer mevzuat hariç 44 sayfa, askerlik kanunun uygulamaları kolordu seviyesinde askerlik daireleri ve onlara bağlı askerlik şubelerince yapılıyor. Kanunun uygulaması Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından yerel mülki amirler ve savcılarca yapılıyor. Daha önce yoklama kaçakları, saklı ve bakayanın  yakalanıp askere sevki yapılırken 2009 yılından  AB muktesabatı çerçevesinde itibaren bu uygulamadan vazgeçilmiş bulunuyor.
1 Aralık 2011 tarihli bedelli askerlik kanunu kanunda yazılı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve yakalanıp yükümlülüklerini yerine getirmesi sağlanamıyan 460000 (20-30 Yaş Arası) kişiyi kapsıyor.
Sayın okur, niyetimiz kanunu eleştirmek veya gerekli olduğuna dair kanıtlar üretmek  değildir. Kanundan yararlanacak olan kişilerin sayısı önemlidir. Bu kişilerin tümü 4 yıllık lisans eğitimini yapmış kanuni erteleme haklarını kullanarak 30 yaşına vasıl olmuş kişiler değildir.. Bu kişiler kanunda yazılı erteleme koşullarına sahip olabilmek için normalde kınanması ve engellenmesi gereken yollara tevessül eden, gayri kanuni yol ve metodları devreye sokan veya bunların hiçbirini yapmayıp yakalanma tereddüdü dahi olmadan işlerini ve  hayatlarını devam ettiren kişilerdir. Bu kişilerin sayısı önemlidir zira okurun kendisi bu yolla toplumun ahlak algılaması, etik anlayışı ile ilgili fikir sahibi olabilecek, ahlaki olmayan yollara tevessül edenlerin boyutu, sayısı  hakkında bilgi sahibi olacaktır. Bedelli askerlik yasası ile birlikte kanun kaçağı kişilere hak tesis edilerek toplum içinde itibarları da sağlanmış olacaktır.